Hakan Mengüç’ün İlk Kitabı: Kültürel Ritüellerin ve Kimliklerin İzinde Kültürlerin çeşitliliği, insanlık tarihinin en büyüleyici yönlerinden biridir. Her topluluk, kendi ritüellerini, sembollerini ve kimliklerini yaratırken, insanlığın kolektif bilinçaltını yansıtan derin anlamlar ortaya koyar. Bu çeşitliliği merak eden bir antropolog için, farklı kültürel pratikler üzerine yapılan her inceleme, dünyayı farklı gözlerle görmenin kapılarını aralar. İşte bu noktada, Hakan Mengüç’ün ilk kitabı, ‘Hayatın Renkleri’ kültürel bir keşif yolculuğuna çıkma fırsatı sunuyor. Mengüç’ün yazdığı bu eser, yalnızca bireylerin içsel dünyalarına değil, aynı zamanda toplumların yapılarına da ışık tutuyor. ‘Hayatın Renkleri’ ve İnsan Toplulukları Hakan Mengüç’ün ‘Hayatın Renkleri’ adlı ilk kitabı, bireyin ve toplumun…
8 YorumEtiket: bir
101 İki Kişiyle Oynanır mı? Felsefi Bir Düşünsel Yolculuk Filozofun Bakış Açısı: Oyun ve Gerçeklik Üzerine Derin Bir Soru Hayat bir oyun mudur? Ya da belki oyun, hayatın bir yansımasıdır, toplumun ve bireylerin ilişkilerinin, değerlerinin ve anlamlarının bir temsilidir. İnsanlık, tarih boyunca oyunları sadece eğlence aracı olarak değil, aynı zamanda toplumsal yapıları, etik değerleri ve varlık anlayışını sınayan, sorgulayan bir alan olarak da kullanmıştır. Bu bağlamda, bir oyun üzerinden derin bir felsefi tartışmaya girmek, insanın yaşamla, bilgiyle ve varlıkla kurduğu ilişkiyi anlamak için güçlü bir araç olabilir. Bugün, “101 iki kişiyle oynanır mı?” sorusu üzerinden, bir kart oyununun ve bunun…
4 YorumBir Maymun Kaç Ayda Doğum Yapar? Edebiyatın Sırrı ve Doğanın Anlamı Kelimenin Gücü ve Anlatının Dönüştürücü Etkisi Edebiyat, kelimelerle bir dünyayı kurmak, duyguları ve düşünceleri anlatmak için en güçlü araçlardan biridir. Her bir cümle, içindeki derin anlamları taşıyan bir okyanus gibidir; bazen dalgalar gibi çarpar, bazen de usulca sarar insan ruhunu. Bugün ise, doğanın en saf ve ilkel hâllerinden birine, maymunların dünyasına odaklanıyoruz. Peki, bir maymun kaç ayda doğum yapar? Belki de bu basit görünen soru, edebiyatla harmanlanmış bir metaforla bizlere, yaşamın sürekliliği, insanlık ve hayvanlar arasındaki paralellikler hakkında derin bir düşünme fırsatı sunuyor. Edebiyatçı gözlüğüyle bakıldığında, bu tür biyolojik…
6 YorumKarakafes Bitkisi Neye İyi Gelir? Bir Şifanın Kalpten Gelen Hikâyesi Bazı bitkiler vardır ki kokusu, rengi ya da görünüşü değil; taşıdığı anlamla iyileştirir insanı. Yüzyıllardır dilden dile dolaşan, şifa gücüyle tanınan karakafes bitkisi de işte böyle bir mucizedir. Bugün sana sadece bir bitkiden değil, onun etrafında şekillenen bir hikâyeden söz edeceğim. Belki bu hikâyede kendinden bir parça bulacak, belki de bu kadim şifanın ne kadar derin anlamlar taşıdığını hissedeceksin. — Dağların Eteklerinde Başlayan Yolculuk Anadolu’nun yüksek dağ köylerinden birinde, yılların bilgeliğini taşıyan yaşlı bir kadın yaşardı: Zeynep Ana. Yüreği sevgiyle dolu, doğaya kulak vermeyi bilen, şifayı toprağın kalbinde arayan bir…
2 YorumHudutsuz Sevda 2. Bölüm Ne Zaman? Toplumsal Normlar ve Aşkın Dönüşümü Üzerine Bir Sosyolojik İnceleme Bir araştırmacı olarak toplumsal yapıları, bireylerin hayatlarındaki derin etkileri ve toplumsal normların günlük yaşamlarımızı nasıl şekillendirdiğini anlamaya çalışırken, genellikle gözden kaçan bir mesele vardır: İnsanlar, tüm bu büyük yapıların içinde, yine de kendi duygusal dünyalarını inşa ederler. Aşk, belki de bu yapılarla en çok çatışan ve onlardan en çok etkilenen duygudur. Toplumun belirlediği normlar, erkeklerin ve kadınların dünyada nasıl bir yer edineceklerini, hangi rolleri üstleneceklerini belirlerken, aynı zamanda onları duygusal anlamda da şekillendirir. Bu yazıda, popüler dizilerden Hudutsuz Sevdanın ikinci bölümünün beklenen yayın tarihinin ötesine…
8 YorumKarayazı Kürtçe İsmi Nedir? Geleceğin Kültürel Kodlarını Yeniden Düşünmek Bir isimden yola çıkarak geleceğe dair hayaller kurabilir miyiz? Belki de en derin dönüşümler, en küçük detayların peşine düşerek başlar. “Karayazı Kürtçe ismi nedir?” sorusu kulağa sıradan bir merak gibi gelebilir ama bu küçük sorunun ardında çok daha büyük bir gelecek tahayyülü saklı. Bu yazıda sadece bir yer adının dilsel kökenini değil, aynı zamanda onun kültürel hafızamızda ve toplumsal kimliğimizde nasıl yankılar uyandırabileceğini birlikte düşünelim. — Bir İsimden Daha Fazlası: “Qereyazî”nin Simgesel Anlamı Karayazı, Kürtçede “Qereyazî” olarak bilinir. Bu isim sadece bir coğrafyanın adı değil; yüzyıllar boyunca bu topraklarda yaşayan insanların…
6 YorumErmişler Ne Demek? Edebiyat Perspektifinden Derinlemesine Bir İnceleme Kelimelerin gücü, insan ruhunu dönüştüren bir büyü gibidir. Anlatılar, zamanla birleşen ve öylesine derin izler bırakan bir etki yaratır ki, her metin, bir okurun iç dünyasında yeni bir kapı aralar. İşte edebiyat, yalnızca harflerin bir araya gelmesinden ibaret değildir; her kelime, bir anlam yolculuğunun başlangıcıdır. Her cümle, bir hikâyenin dönüştürücü gücünü taşır. Ermişler, kelimesinin her okunuşunda farklı anlamlar, farklı çağrışımlar yaratır. Her toplumda, her kültürde kendine özgü bir yeri ve anlamı vardır. Edebiyat dünyasında ise bu terim, insanın manevi yolculuğunu, yüksek idealleri ve derin içsel dönüşümü temsil eder. Fakat bu terimin anlamı,…
6 YorumCezaevi İaşe Nedir? Psikolojik Bir Mercekten Analiz İnsan davranışları, ortam ve koşullar tarafından derinden şekillendirilir. Bir psikolog olarak, her bireyin çevresiyle etkileşimi, bazen gözlemlerimizden çok daha fazlasını anlatır. Cezaevleri, bir bireyin fiziksel ve duygusal olarak en yoğun şekilde etkilendiği, ruhsal yapısının sınandığı yerlerdir. Cezaevi iaşesi ise, bu etkileşimlerin bir yansımasıdır. Ancak cezaevlerinde sadece yiyecek ve içecek sağlanmaz. Cezaevi iaşe, bir suçlunun temel beslenme ihtiyaçlarının ötesinde, cezaevi sisteminin içinde bulunduğu psikolojik ve sosyal yapıyı anlamamıza yardımcı olacak bir kavramdır. Peki, cezaevi iaşesi, sadece fiziksel bir gereklilik midir, yoksa daha derin bir psikolojik süreçle bağlantılı bir ihtiyaç mıdır? Bu yazıda, cezaevi iaşesini…
6 YorumHer Gümüşte 925 Yazar mı? Edebiyatın Parıltısında Saflık, Değer ve Anlam Arayışı Kelimelerin metale dönüştüğü, her sözcüğün bir parıltı taşıdığı o edebiyat âleminde bir soru yankılanır: “Her gümüşte 925 yazar mı?” Bu soru, yalnızca kuyumculukla ilgili bir teknik ayrıntı değil, aynı zamanda dilin ve anlatının kendisiyle ilgili felsefi bir sorgulamadır. Çünkü tıpkı bir gümüş takının üzerindeki damga gibi, her metin de kendi saflığının, özünün ve gerçekliğinin izini taşır. Bir edebiyatçı için bu sorunun yankısı, kelimelerin içindeki alaşımı çözmeye çalışmak gibidir: Ne kadar safız, ne kadar karışığız? Her sözcük, her hikâye, her insan gerçekten “925 ayar” mı? Gümüşün Damgası, Dilin Mührü…
8 YorumReygras Otu Susuz Olur mu? Kuraklığın Gölgesinde Direnişin Hikâyesi Bir sabah tarlaya çıktım, toprağın yüzü çatlamış, hava susuzluğun ağırlığıyla sarmalanmıştı. Rüzgâr kuru otları savuruyor, gökyüzü mavi değil, yorgundu. O anda gözüm yeşil bir alana takıldı: Reygras otları hâlâ dimdik ayakta duruyordu. “Bu nasıl mümkün olabilir?” diye düşündüm. İşte o soru, bugün bu yazıyı yazmama neden oldu. Çünkü Reygras otu, sadece bir yem bitkisi değil — yaşamın, dayanıklılığın ve doğanın dengesini anlamanın anahtarlarından biri. — Reygras Otu Nedir? Dayanıklılığın Sessiz Kahramanı Reygras (Lolium perenne), aslında pek çok kişinin farkında olmadan yanından geçtiği ama fark etmediği bir bitkidir. Parklarda, meralarda, çayır alanlarında,…
8 Yorum