Bilsat Hâlâ Aktif Mi? Bir Geçmişin Peşinde
Bir zamanlar Kayseri’nin dar sokaklarında, eski bir evin arka odasında, uzun bir yaz akşamı, bilgisayarımın başında umutla bir şeyler araştırırken buldum kendimi. O gün, hayatımda bir şeyler değişeceği o anı fark etmemiştim. Bu yazı, aslında çok eski bir soruya cevap arayışımın başlangıcı: Bilsat hâlâ aktif mi?
O Gün Ne Oldu?
O yaz akşamları, eski yıllarda olduğu gibi, odamda pencereyi açar, bir yandan serin esintiyi hissederken bir yandan bilgisayarımı kurcalardım. Çocukken, internete erişimim sınırlıydı, evimizin bağlantısı oldukça yavaştı. Ama ne zaman babamın eski uydu anteninden gelen Bilsat sinyali evin içini doldursa, her şeyin bambaşka bir hal aldığını hissederdim. Bilgisayarımda sessizce açtığım pencereyi hatırlıyorum. O zamanlar Bilsat, sadece bir internet bağlantısından fazlasıydı. Her anı, her araştırma, her merak ettiğim şey, sanki bir anda ulaşılabilir olmuştu.
Bilsat hâlâ aktif mi? diye aradım o gün. O eski soruyu tekrar gündeme getirdim. Biliyordum ki, bir zamanlar bu uydu bağlantısı, internetin en masum ve en heyecan verici yüzüydü. Evimizin her köşesinde duyduğum o özgür, berrak sinyali hatırlamak, eski yazları hatırlamak gibi bir şeydi. O zamanlar, Bilsat, bizim için dünyanın en uzak köylerine bile internet ulaştırabilen sihirli bir şeydi.
Ama o yaz akşamı, bir süre önce hayal kırıklığına uğramıştım. Artık Bilsat’ın izlerini bulmak o kadar da kolay değildi. Düşüncelerimde bir boşluk vardı. Bilsat hâlâ aktif mi? sorusunun cevabını bulmak, belki de yıllarca geri çektiğim o nostaljik duyguyu tekrar yüzeye çıkarmaktı.
Bilsat’ın Hatırlattığı O Duygu
İlk kez internete bağlandığımda, annem bana, “İnternet nereden geliyorsa gelsin, senin için en güzeli olsun” demişti. O an, bana olan destek ve güvenini hissetmiştim. Yavaş yavaş yüklenen web sayfalarının tuhaf sessizliğinde, Bilsat’ın her bir sinyali, bana daha geniş bir dünyaya ait olmanın hissini veriyordu. Özellikle okula gitmeden önce, saatlerce sörf yapar, merak ettiğim her şeyi öğrenmeye çalışırdım. O günleri düşününce, içimde bir yerlerde hâlâ Bilsat’ın o büyülü varlığını aradığımı hissediyorum.
Yine de o eski günlerin tadı bir başka. Yağmurlu bir günde pencerenin dışından gelen damla seslerinin arasında bilgisayarımın titreşen fan sesiyle dolan o anları hatırlamak beni hem hüzünlendiriyor hem de umutlandırıyor. Hayatın koşuşturmasında bazen eski anılar insana taze bir nefes gibi gelir ya, işte Bilsat da böyle bir şeydi. Her şeyin durduğu, bir şekilde zamanı geçirmiş gibi hissedebileceğin bir noktaydı.
Yine O Soruyu Soruyorum: Bilsat Hâlâ Aktif Mi?
Bir sabah, hatırladığım tüm o eski anların bir karmaşası içinde bilgisayarımın başına oturdukça bir soru tekrar canlanıyor kafamda: Bilsat hâlâ aktif mi? Neden bu kadar takıldım, bilemiyorum. Belki de sadece o eski heyecanın bir parçası olmak, o geçmişin biraz daha yakın olduğunu hissetmek istiyorum.
Bugün, dünyanın en hızlı internet bağlantıları her yerde ama ben hâlâ o eski, yavaş ama sabırlı günleri arıyorum. O zamanlar, her sayfanın yüklenmesini beklerken duyduğum heyecanı, şu an elimdeki hızla bir yere gitmeyen bir boşluk gibi hissediyorum. Bilsat hâlâ aktif mi? Diye sorarken, sadece bir uydu bağlantısını değil, aslında kaybolmuş bir dönemi de soruyorum. Hayal kırıklığım o kadar güçlü ki, belki de bazen eskiye ait bir şeyin peşinden gitmek, geleceği yakalamaktan çok daha anlamlı oluyor.
Yine de, bu sorunun cevabını bulduğumda, bir şekilde umutlanıyorum. Kim bilir, belki de Bilsat, biraz daha gizli bir köşe tutuyor ve beni hatırlıyor.
Geçmişin Peşinden Giden Bir Yolda
Zaman içinde, pek çok şey değişti. O eski uydu bağlantısının yerini çok hızlı ve global ağlar aldı. Ama eski o Bilsat günlerinin yeri bambaşka. Sadece interneti değil, bir dönemi, bir yaşamı hatırlatıyor. Gerçekten Bilsat hâlâ aktif mi? Belki, sadece o eski yıllarda içimde hissettiğim basit ama güçlü heyecanı arıyorum.
Artık soruyu sormaktan vazgeçiyorum. Çünkü bazen geçmişi hatırlamak, onu yaşamak, onun parçası olmak bile yeterli olabiliyor.